10 Kasım 2012 Cumartesi

the voca people:keşfet,sev,ye!
a capella çok güzel bir şey yahu.konserine götür beni!

5 Kasım 2012 Pazartesi

tam olarak bu modelden istiyorum ben!
artık kendimi daha fazla teselli edemicem bence fark etmemin zamanı geldi,geçiyor.
birine hediye almak için aranmayı,beğenir mi diye endişelenmeyi özlemişim.
yapmam gereken,
hediye alınacak bir insan bulmak!
hayat bazen sadece ortalamadır.ne bir gıdım aşağı ne bir gıdım yukarı.yani aşağı inmediğine duacı olsan da bir milim yukarı çıkmak istersin, yok kıl bile kıpırdamaz.baştaki çabaların da sonra yorgunluk,üşengeçlik vesairelerle başına üşüşür öylece kalırsın.
duvara dönük uyur duvar seyredersin.


canım sadece çukulata istiyor.

merhaba, ben zıkkımın kökü.

zıkkımın tam olarak dibiyim.

bana "robot olmadığını kanıtla!" dedi.

öylesine çapraşığım ki kendimi nereye atsam bilmiyorum.yere göğe sığamıyorum ama boşa koysam dolmuyor doluya koysam almıyor hesabından böyle.
bilmemek mutlu eder derlerdi da benim bilmiyorumlarımdaki artış beni sadece huzursuzluğumu arttırıyor.


rüzgar belirle yönümü bir çekidüzen ver bana yoksa zerrelerimin asimile oluşuyla tanınmaz bir hal alıp kendimi alzeimer belleyeceğim.
rüyamdaki aksakallı dede bile b12'in eksik hastaneye git diyebiliyor bana.
artık düzen istiyorum.


ona takım elbise giymek yasaklanmalı.
hatırlamaktan vazgeçmeliyim.
yoluma çıkmamalı artık.
anılarım depreşmemeli şarkılar unutulmalı.
yeni bir şansla karşılaşmamalıyım.
o bitmeli.
o ise bir dengeyi bulmalı.
ben de doğru yolu bulmalıyım.
of diyorum


endişelerimi de önyargılarımla birlikte aldırmak istiyorum doktor.!
ne olacaksa olsun artık.beklemiyorum bak!
belli bir şeyler olacak.

temel reisi ıspanak sevmediğimden sevmezdim, sense beni yanlış anlayıp ıspanak seven bir hulk olmayı tercih etmiştin.hayat oldukça garipti ve giderek daha çok garipleşiyordu.ben bunu her dakika daha iyi anlıyordum.

her şey, "mutlu edemeyeceksen meşgul etme." ile başlamıştı.nerden aklıma geldiyse...
neyse taşı toprağı altın değilmiş ama görüşme ihtimalimiz bile beni heyecanlandırdı.
özlemişim.
haber vermeye çekindim ama böyle daha iyi oldu.
burda karşılaşalım nasılsa dönmüştür.
aklıma geldi,boşverdim.
"bir yerde yabancı zannediliyorsam orayı seviyorum gıkımı çıkarmadan rahat rahat hareket ediyorum.en fazla gülümsüyorum.hatta bunu bolca yapıyorum."
iletişim kurma çabasını sevdiğim herifler var işte tam olarak onlar güzel insanlar.
en çok simsayah uzun saçlarını seviyorum.
saçlarımı kestirmeye karar verdim.seveceğine inanıyorum.
umarım rengini de tutturabilirim.
acaba ihtimalimizi kaçta?

karında atan kalp,merak ve güzel hislerle.
o hep hayalperestti.görmek istediğini görürdü.şaşırdım ama şaşırmadım da.ikinci üniversitesini de bırakmış gitmiş istanbula yerleşmiş.iki yıl önce bana ankara başkadır yosmadır ankara ama istanbul ..dır demişti.beni ankarada kalmaya ikna etmişti.fakat o artık istanbula yerleşmiş.çok enteresan.bir yazarın sürekli üzerinde kurup kurup çok fazlaca olayı bulandırdığı öykü sanki onun yaşamı.yani öngörüsüz ve öngörülmeyi gerektirmeyecek kıvamda.o hep rahat en huzursuz anlarında bile kaygısız.soyadından alıntılı ama -sız.o hep bir başka yaşadı hep bir başkaydı.kafasının içini yaşayan kaç insan var allah aşkına.o benle tanışmasının 2. yılında yaşamaya başladı kafasının içini.benle tanışma koşullarının en aksak zamanlar olduğunu ve yanlışlık olduğunu da anlattı.ama öyle pek umrumda değildi işte o zamanlar.diğer yandan sonra uzaktan keşfedip çok sevmiştim.o enteresan insandı.kafasının içini dünyaya dökebilcek cesarette insandı.2 dil bilirdi, el becerileri çok gelişmişti, yazma yeteneği tartışılmaz, okuma konusunda üstüne tanınmazdı,aşırı sosyal yönüyle mükemmelliğe ulaşıyordu.ayrıca sesi iyi olmasa da şarkı söylemeye yüzü vardı.o öyle tuhaf ama oldukça güzel insandı.beğenmeyeni beğenmeyesi gelirdi insanı öyle de bağımlı ederdi.ama şimdi ikinci üniversitesinde tam hayalindeki bölümü yakaladı derken yine bırakmış ve hala gazeteden yapılmış kanatlarıyla uçuyor sanki.anlamadım bu adam kendini hala mı 9 yaşında sanıyor..kafanın içini biraz da benim önüme dök ve yaşat diyesim geliyor.senin için endişeleniyorum.diğer yandan kendi adıma seni gördükçe üzülüyorum.işte böyle enteresan yapıdasın sen hep böylesin ve benim için böylece kalcaksın.bir daha yolda da karşılaşsak öyle geçer gideriz sanırım kültür abidesi insan.hayallerini benim için de kovala.hatta bir şekilde bana da güç ve beni de kovalamacana dahil et.lütfen, yaparsın sen.öpüyorum ters esen bir rüzgarla*

özlemedim desem, yalan.

bazen "banane, banane" diye içinden tekrar etmen gerekir ya da dile getirirsin "bananeyse.." diye.işte en çok orda sanadır da, olmaması gerekir hep.
bir şarkıyı da ezbere söyleyebileyim diyorum.o dili bilmiyorum diye şarkısını neden söyleyemiyorum deli olcam ayol..
bildiğim yolları bile şaşırır oldum.ay bana bir haller oluyor yetişin komşular.
Masa da masaymış ha / Edip Cansever

Adam yaşama sevinci içinde
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kâseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
Adam masaya
Aklında olup bitenleri koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
İşte onu koydu
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
Adam masaya onları da koydu
Üç kere üç dokuz ederdi
Adam koydu masaya dokuzu
Pencere yanındaydı gökyüzü yanında
Uzandı masaya sonsuzu koydu
Bir bira içmek istiyordu kaç gündür
Masaya biranın dökülüşünü koydu
Uykusunu koydu uyanıklığını koydu
Tokluğunu açlığını koydu

Masa da masaymış ha
Bana mısın demedi bu kadar yüke
Bir iki sallandı durdu
Adam ha babam koyuyordu.
yerler seni etipuf!
ben ki senin eticinin.
 (O|O)
karnında atan kalp titreşimleri-ekinezya-boş zaman sıkıntıları-ojeler-seçemediğim onca kıyafet.
yani sadece kararsız,sıkılgan,hasta ve "o" şahsına özgüllenmiş haldeyim.
ha bir de okulum başladı, evet.8de evden çıkıp 11de kadar okula gitmeye çalıştım.devamı iyi olcak ama..


hep hak etmediğim zamanlarda başıma kötü şeyler geldi.ne zaman karşımdakinin soyuna sopuna sövüp her şeyi gözden  çıkarsam tersine peşimde sürüklendi bırakmadı yakamı.aslında onları da hak etmedim.belki de hep hak etmediklerimi yaşadım ben ama şu an mutsuzluğumla fark edebildim bunu ilk kez.
bandista # aşk şarkısı.

goodnight moon # shivaree

2 Kasım 2012 Cuma


hayat çok garip, mutlu olduğum anlarda bile.

yine bir eğlence peşinde koşma telaşına başladım.1 gün ara verdim torutopu.ne acayibim ben öyle?!
insan hiç mi yorulmaz.her şeyden sıkılıyorum da yeni arayıştan bir türlü sıkılmıyorum.pes.


bir gün o bana bulanıyordu, bir gün ben ona.ama birlikte bulandığımız gün eksik hissedip nefrete karışıp arkamızı dönüyorduk.bizim iletişimimiz böyle bir çelişkiydi.

"hayır" diyebilmek mutlu olduğuna bir kanıt olabilir, bazen.

üşengeçlik hissi bünyenin kişiye yaptığı en büyük kötülük bence.

her zaman sevmesen de görüşünce eğlenebildiğin insanlar olmalı hayatında.

mesela bilader varken doğrusunun birader olması gibi, murphy bile bazen alt edilebiliyor.

ben orhan veli'ciyim.başka kimsenin şiirlerini öyle tebessümle okumadım, ezberimde yer edindirmedim ben.

sevgililerim beni hep çok sevdi ama en güzeli o.hiçbirine kötü sözüm yok.ne güzel yaşadık hepsiyle ayrı ayrı.acaba onlar öyle düşünüyor mu bana işte onu bilemiyorum.

hediye seçiminde hep kötüydüm.yaratıcılık anlayışlarımız hep başkaydı.

bir de solakların yazı yazarken çok daha karizmatik göründüklerini düşünüyorum.

ıslak mendil koleksiyonu olan insan da gördüm ben.

keşke gelene gidenin sevgisini ölçüp gösterebilsek.böyle acayip düşünsel icatlar arıyorum, çocukluğumdan beri.gariplik de ben de.

benim tanıştığım insan sayısı arttıkça ahlakım bozuluyor.onu fark ettim.belki de ahlak değil de kimyam.