16 Şubat 2013 Cumartesi

hep böyledir ya..

eskiden ilişki için didinen onca adam vardı hepsine kusur bulurdum..şimdi karşılaşınca hepsine şaşıyorum ne güzel adamlar olmuş onlar.kimi kilosunu vermiş kimi saçını uzatmış..
kıskandım..benim için başlamıştınız bu eylemlere şimdi ben yokum eskisi gibi olun be!!

aklıma geliyor bazen

hayatım boyunca "hiçbirşey" -bu şey ayrılmasa da olur- olmadım, sanırım olmayacağım da..

14 Şubat 2013 Perşembe

altın kalp kalbe kolye

şaşırdım
hak etmedim
gereği yoktu
sevindim
üzüldüm
pişman oldum
ne yapıcağımı şaşırdım
gurur duydum
kararsız kaldım
sevdim
teşekkür ederim.
böyle sonunda tüm kurgunun tersine döndüğünü fark ettiğin ve kafanı karıştıran filmler var ya, öyleyim.kafamda yaşadıklarım, yaptıklarım ve duyduğum hazlar bambaşka.uzaktan yakından bağlantıyı boşver, tamamen zıt.bu yüzden bazen şizofren olabilme olasılığımı düşünüyorum.bir de hangisinde daha beni yansıtıyorum artık seçemiyorum.her rolümde ayrı başarılıyım.keşke tiyatro okusaydım.
hemen hemen her fikirde başka bir yaşam çizgim var.her konuda bir fikrim..böyle insanları sevmem üstelik..

oysa eski teyplerde bile var..


stop tuşunda bırakıp biraz daha yaşadıktan sonra play'e bassak olmuyor mu?

şairleri sevdim ya da sevdiklerim hep şair oldu.

adıma yazılmış, farklı şairleri olan, farklı nitelikli öyle çok yazı var ki..
üstüme alındıkça övünüyorum, mutlu oluyorum.sonra da diyorum: onlar ilerdekilere daha iyi yazacak ben çıraklık dönemiyim.üzülüyorum.ama yine de hepsini ayrı seviyor, özlüyor ve içimde var kılıyorum.
siz de beni anın bazı bazı.
iyi ki'siniz benim için hep!
iyi geceler şair'lerim ve "sen" zamirimin gizli özneleri.

12 Şubat 2013 Salı

ayıp!

en çok kıramayışıma
en çok küsemeyişime
en çok nefret edemeyişime
en çok bağıramayışıma
en çok alttan alışıma
en çok yanlış anlayışıma
en çok yanlış anlaşılmama
en en en en çok da nezaketime...
neden hep böyleyim ki?
neden hiç bi git hayatımdan bi defol diyemiyorum ki?-bir kez dedim,o da aşk denen şeyi yaşadığım kişiydi,gitti.çünkü o sevmemişti..gidemeyeceklere söylemenin manası olmadığını düşünüyorum belki,nasıl anlatılır ki bu..
neden hep kendi kendime hallediyorum
nedenlere ihtiyaç duyuyorum neden ki?!

özgürlüğün de ************

6 ay sürdü.neye yaradı?
sabrımı sınadım.kendimden ödün verdim.7 günün 5 günü buluşalım dedi diye buluştum.2 alışveriş merkezi gezip hediye filan aldım neye yaradı?kocaman bi hiçe..hesapladım 6 ay içerisinde yaklaşık 72 gün görüşmüşüz.onca vakit kaybı, o arada reddedilmiş onca insan, yapılmış onca kusur ve neye yaradı?

ihtiyacım olan,

ne çok gizli saklı kelepçemiz var başkaları tarafından kolumuza kanadımıza yerleştirilmiş.sizi de istemiyorum onlarınızı da.kapı şu tarafta!
ya da bırakın beni gidiyim?
siz haklıydınız, artık size gerek yok...


hediye ne **** iş la..sıkıysa hoşuna giden bir şey bul.daha önceden beğendiği bir şey filan almalı en iyisi..yoksa o da memnuniyetsiz ben daha memnuniyetsiz.ne **** iş la..herkes kendine hediye alsın arkadaş ne bu böyle..
bi de hep fazla romantik sevgililerim oldu.ilişkinin odunu olmak zor.doğum gününü,tanıştığın günü unut filan..

bir de ne diye alerji oldu ki gerdanım.gerdan ne be?!ahahahah
hasta olmak kötü.ama güzel havalarda hasta olmak daha kötü...
sinir oluyorum dışarda güneş parlarken ben yatağıma gömülüyorum resmen.
bütün perdeleri çektim neyseki(!)

7 Şubat 2013 Perşembe

-

bazen hayata yumruk sallayasım geliyor.sonra nakavt olduğumu fark ediyorum.

4 Şubat 2013 Pazartesi

yobaz olmayın diyorum.


an!
21 yaşına gelmişim hala sevgilimin olmaması gerektiği düşünülüyor.pardon nikah günü karşılaşıp mı evlenicez?ne lan bu..elime erkek eli değmicek filan mı..bu sapkınlığa bir son verin.
yolda arkadaşınızı, kuzenizi, komşunuzu sevgilisiyle görünce sevişiyorlarmış gibi bakmayın.el ele tutuşsunlar bırakın.o kişinin kendiniz olduğunu fark edin ve şimdi bir daha düşünün.
30 olunca da evde kalmış diyorsunuz..
ayıp!

2 Şubat 2013 Cumartesi

kıskançlık olsun diye değil.

çekik gözlülere acayip sinir oluyorum.bir de sırnaşık olmuyor mu o kızları..
ah sık boğazlarını!

1 Şubat 2013 Cuma

kendimi ne zannettiğimi çok merak ediyorum.

shameless'la kafayı bozmasam belki ankara'nın grisi bile az mutlu ederdi.
bi de duffy'nin sesinden bir tutam kendime istiyorum!
giderek arsız bir pohpoh perisine dönüşüyorum.kıskançlığım tetikliyor bunu da.

sprite


yanlışlıklarımızı herkes söyler, eksiklerimizi çoğunluk, iyiliklerimizi bazıları, vageçtiklerimizi ya da kaybettiklerimizi kimse..kendimiz bile!

mor kol fetişi olan tüm hemşireler benimle..

pes'iniz!

tam düzenine giren, işinde gücünde bir insan haline geliyorum.etrafla ilgilenmez oluyorum.adamın biri geliyor yolun ortasında öpüyor beni...
ben miyim yoldan çıkan lan!yolumu şaşırtmıyorlar da ben mi yapıyorum..pes böyle işe!
ben düzeldikçe daha çok bozuyorlar, son ben oluyorum şeytan.

sankisi mi kalmış...

lütfen beni mutlu etmeyi bir an önce kes..biliyorum sonra daha fazla üzeceksin.
ne zaman arkamı dönsem nasıl da güzel şeyler yapıyorsun, ama ne zaman yumuşasam da tam aksi..hep mi arkam dönük kalmam gerekiyor anlamadım ki?! 
sen karşılıklı duyguların da olabileceğini bilmiyorsun sanki?

orospular için bile ben çok üzülüyorum.

bana üzüntü vercek müzikler,filmler filan yasaklanmalı!çünkü kendi ruh halim öyle çalkantılı ki kendimi mutsuz etmeye tek başıma yetiyorum.ayrıca bunlara gerek yok.

buruk ama mutlu bir his vardır

;işte öyle.