28 Aralık 2013 Cumartesi

fizy mood dengesiz mod on
ama giriş yapmaksızın olmasına dikkat çekerim.öyle uzun uzun çok sıkıcı be!
kendimi ödüllendirmek için haftada 1 makyajlı uyuyorum,silmiyorum.

11 Aralık 2013 Çarşamba

bedenimdeki hasarları, eksik, yamuk, yumuk her neyse şükür.
ama ruhumdaki sıkıntılarımı her geçen gün arttırmak zorunda değilim.kaz kafam neden sadece ağırlık yapıyor?
şimdiye kadar yapmak isteyip yapamamamım sebebi benim!
sadece benim esir tuttuğum ruhum.sadece kendimi dışa vurmaktan korkmam.
sadece toplumun gölgesine saklanmam.
hiçbi zaman yeterince ben olacak gücü kendimde bulamadım desem yalan olur.ama o kadar az ki kendime çok kızıyorum.

lütfen ruhum biraz hafiflesin lütfen biraz yüklerini atabilsin.
lütfen karabasanlarım kendi uykularına yatsın.

miyim?

bir gün ben de istediğim gibi resimler çizebilecek
istediğim müziği herhangi bir enstürmanda istediğim kişiye çalabilecek
tesadüfen dans hünerlerimi gösterebilecek
ya da istediğim gibi biraz daha özgür bir ruha sahip olabilecek

a la folie pas du tout

korkuyorum şiddetten.her şeyin şiddetinden..
insanın insana şiddetinden, sesin şiddetinden, yağmurun şiddetinden..fazlasını istemiyorum.lütfen koru beni Allahım..
aşkın da şiddetinden korkuyorum ben, gösterilmesinden de yaşanmasından da benden de başkasından da..koru yarabbim.

10 Aralık 2013 Salı

sevdiklerini güldürmek için girdiğin kılıklara normalinde para verseler girmez insan, ama sevdikleri gülecekse yine olsa yine yapar ne acayip şey.
canımın boğazını sıkıp atasım var o derece sıkıldı ama ölmüyor.

4 Ağustos 2013 Pazar

ingilterede ilk gün

03.08.2013

gece uyuyamadım.uyuyabileceğim zaten 4 saatti.onu da zıkkım ettim işte.annemlerden ayrılırken duygusala bağlamak üzereydim sonra bir anda duygusuzlaştım neden bilmiyorum.sonra istanbula gittim ve 2-3 saat beklemem gerekti.oraları gezdim filan sıkıntı yoktu.uçağa bindim ve Gatwick'e geldiiim.ne yolculuktu ama 4 saat uf bitmek bilmiyor gerçekten.uçak filan ama yok yani hiç rahat edemedim muhtemelen bu benim kuruntularımdan oldu ama neyse.sonraa havaalanında maceralar başladııı.
polis kontrolünde zenci bir kadına denk geldim.çok hızlı konuşuyor zaten uçak boyu herkes türkçe konuştu bir anda pattadanak ben şok oldum tabi.neden geldin dedi ingilizce öğrenmeye dedim belgelerimi eline verdim derken parmak izimi istiyormuş..aman yarabbi hiçbi şey anlamamış delirmiştim.sonra işaret etti şükür anladım.ama sonra parmak izimi alamayan alet yüzünden en aşağı 15 defa denedim sanırım.yok olmuyor bir an uçağa bin geri dön dicekler sandım hem desinler istedim hem de demesinler yaa daha görmedim diyesim geldi yani şöyle bi görsem arkamı dönüp gidebilirim mod on :D neyse şükürler olsun ellerimin nemi aletin üstünün temizlenmesi vs hallettiiik.
sonra bavulum koccaman 20 kg çek çekebilirsen..kaldıramıyorum pat düşüyo şak düşüyo zıkkım onunla yollar yollar geçip şükür çıkış kapısına geldim.içeriye şöylebi göz bilindik bişey görememiştim.sonra oturdum annemle konuştum derken hiç bi şey göremiyorum allahım nerelere gideyim ne yapayım filan.sonra birini karşılamaya gelen bi şöför olduğunu tahmin ettiğim adama sordum adını bildiğim tek otobüs firmasını gösterdi.nasıl olduysa anladım.gittim ve gıcık zenci kadınla karşılaştım.bileti sordum içerden alabilirsin dedi hiç yardımcı olmadı.içeri girince sorarım diye düşündüm bi adama sordum ve yanlış göremedim.alalahh derken başka bi adama sordum anlattığı yerin aynı yer olduğunu fark edip of dedim ben anlamıyorum galiba.ama işte sonra fark ettim anlıyorum ama gözümün önüne bakmıyorum.bulamamaya nasıl odaklandıysam artık..
güzel yüzlü bir çocuk ama zenci kadn kadar hızlı konuşuyor of! derkeen bir şekilde anlattım ya da öyle sandım ve bileti aldım.gittim tam beklicem ahaa bi de baktım gideceğim yer ora değil ben bournemouth dedim o belmot anlamış yarabbim gittim nasıl olduysa 800. defada anladı güvenemedim bi de yazdım gösterdim bournmout diye değil bounmouf diye söylemem gerektiğini öğretti sonra bana 37 pound dedi ben o anın heyecanıyla anlamadm ve bana sayı saymayı öğretir gibi para saymayı bozuk paraları öğretti sağ olsun :D
eğlenceliydi ama onun sabrını biraz sınadım gerçi ben de ağlardım artık..
sonra 14.30da otobüs duraklarını buldum ve taşların üzerine oturduum.aslında hızlı davranmışım.biletim 16.10daydı.çıktığımda hava güneşli ve güzeldi.sonra beklerken bikaç telefonla konuşup bekledim bekledim.bir de baktım 80 tl olan kontrm 5 tl kalmıış oha oha oha filan oldum derken artık nasıl kendimi teselli ettiysem kabullendim.
sonra bekle bekle dondum sabrım taştı derken fotoğraf çektirmek istiyorum sadece uyuz zenci kadın var uyuz oluyorum.malesef çektiremedim çok üzgünüm ama o kadının yüzünden vallahi.otobüsüm gelmiş haber de vermedi herkese haber veren gıcık kadın..artık şöförle anlaştık neyse bindim.bekle bekle yorulmuşum sonunda 1 saat kadar uyudum ama öyle bölük pörçük ki heyecandan 5 dkda bir uyanıyorum filan..sonra uzun uzun bitti otobüs de.şoföre ve yanımda oturan ingiliz beyefendisine selam olsun burdan sevgilerimle.
ve taksi buldum nasılsa evin yolunu tuttum.taksici de tatlı adamdı cezairliymiş filan..sağolsun bavulumu taşıdı çok sevindim.
sonraa herryle tanıştı.allahım aynı dedem o kıyafet boy pos çeviklik filan tatlı adam ya sevdim biraz konuştuk odama yerleştim bana lazanya yapmış pek marifetli lizzie söyledi herry yaparmış yemekleri.güzeldi ilk yemeğim lazanya,patates haşlamasına benzer bir şey salata kola ile.bana hep ingilizlerin bencil olduğu iş yaptırdığı anlatılmıştı hatta bu yüzden benimle gelmeyen arkadaşım oldu.ama benimkiler tadından yenmiyordu şükürler olsun.herry bavulumu üst kata kadar taşıdı bulaşıkları yıkadı dinlenmemi istedi.
banyomu yaptım banyoda benim eşyalarım durcak kadar tatlılar bulaşık yıkamak istedim diye herry bana kızdı o benim işim dedi yerim ya.
lizzie barbekü partisine gitmiş.yorgunluktan ölcektim zaten uyudum.lizzieyle yarın tanışacaktım.

23 Temmuz 2013 Salı

hem film izlemek
hem müzik dinlemek
hem kitap okumak
hem gülmek
hem eğlenmek
hem de fazla vakit geçirmeyip
dilimi geliştireyim
aman iyi vakit geçireyim
bir şeyler öğreneyim
kendimi geliştireyim
gezeyim
para da çok harcamayım
bir şeyler ortaya çıkarayım
yorulmayım da
hepsini de aynı anda yapasım var.çok sıkıcı ve çok doyumsuzum.çok da mutsuzum..

19 Temmuz 2013 Cuma

nasıl da ben..


hiç.

kader böyle bir şey galiba..
benimki yaralı pereli, bol bol yamalı..çok üzülüyorum kendi halime.sanırım kendim kadar acıdığım az insan var.çünkü insanlara acımayı aşağılamak olarak görüyorum.diğerlerine üzülüyorum, kendime acıyorum.hayatımda hep bir şey eksikti özgüven mi yoksa başarı mı ne hiç bilemedim..hiç kendim için doğru olana karar veremedim hiç girişken bir insan olamadım hiç beklenileni tam olarak yapmadım hiç bir şey için deli gibi sonuna kadar savaşmadım hep yarıda bıraktım hep vazgeçtim hep yapamam dedim ve yapamadım beceremedim.hep hayalkırıklığına uğradım en çok kendimden.pişmanlığı diğer insanlar için anlık yaşadım kendim için tüm ömrümce..öyle üzgünüm ki.
herkesin hayalindeki diye yansıtılan o romantiklikte zirveye de ulaştım tüm kahrıma tamam diyene de zenginlikte en üst noktadakine de hatta hepsine arkamdan baktırdım.ama hepsini de ben bok ettim.hep bir eksik yan vardı tamamlayamadığım.
bir samimi arkadaşım uzaktan öylesine bir arkadaşıma dönüşme aşamasında bana öyle bir söz söylemişti ki hayatım boyunca kulaklarımda çınlayan o nadir anlardan: sen öyle bir özgüvene sahipsin ki kendinden başkasını sevebilme yeteneğine sahip değilsin..
acaba öyle mi?
hep sevdiğimi sanmalarımın adı tamamen başka mı ne..
sorunun dolayısıyla çözümün ne olduğuyla ilgili en ufak ipucum yok.hep birilerini hayranlıkla seyrettim hep birilerinde benim hiç ulaşamayacağım şeyler gördüm.ucuz bir elbise de buna dahildi, ben giysem öyle durmaz derdim kendimce, özgüvende buna dahildi ben yaparsam ukalalık olur gibi gelirdi.
kendime hep üzüldüm ve hala da acıyorum.
ömrümce hiçbir işe yaramayan hep ortalama kalmış birçok kişide muhteşem beklentiler yaratip hep ortada bırakmış biri olarak kalacağım.hiç düzelemeyeceğim bu gidişle çünkü ben öyle bir lanetliyim ki dünya tarihinde görülmüş tek böyle vakayım.hep bir şey olacakmış iyiye doğru gidecekmiş gibi görünmüş hep sapmış bir ibre..hep son anda direkten dönmüş bir gol.hep hep hep..
tedavi edilmeyi umuyorum fark edilmemiş hastalığımla.
ancak ne acı ki acım ya da üzüntüm bile acınmaya ve üzülmeye değer değil.ben böyle bir pislik, böyle bir boşluk bir yokolmuşluğun böyle bir ibretliğin hikayesiyim.
21 yıldır yalnız zarar veriyorum her şeye.karar vermekten bile acizim bir çok şeye.
gereğini arz ederim.lütfen beni daha fazla kötüleştirme, lütfen.

26 Haziran 2013 Çarşamba

şiir denince akla:

bugün tam bir haftasonu.
ben tam bir cumartesiyim.
bazen de pazar.
ama en çok sıkıntılar bombok.

25 Haziran 2013 Salı

nasıl her şey bu konuma geldi bilmiyorum.uzaktan çok güzeldin, yakından ekşi.hala çok güzelsin keşke bir de çürümeye yüz tutmasan..
ya da hiç olmasa mıydın sonrasında büyük pişmanlık olmandan korksam da.öylece bırakınca da pişmanlığım beni bırakmaz.
seviyorum, yetmediğini biliyorum.henüz çürümemiş ciğerimin yarısını tut ve al, lütfen artık gerisini düşünme devam edelim.
o hikaye bitsin.

dün gece acıyı dudaklarından öptüm, kan içinde kaldım, sıcacık.
ama kimse dudak kanamasından ölmezdi bu dünyada.
işte öyle bir gündü.sadece yastığım ıslandı.
1pürüzsüz acılar ,işte böyle oluyordu.

kaderime, kendime,yufka yüreğime,sabrıma binlerce kez lanet okudum.
her zamanki gibi yine hiçbir şey olmadı.
bir gün gerçekten kıyametim gelecek ve korkup bakakalacağım eminim.sonuçta çok salaş türden değilim.
ama o da olmazsa? işte o zaman naparım?
hiç bilmiyorum.sanırım asıl sorun bu.

20 Haziran 2013 Perşembe

ne garip

düşüncelerin yorması başka duygularınki daha başka..
başına bir şey geldiğinde seni rüyamda görmek istemiyorum.lütfen ama tüm bağlarımız gibi rüyalarım da kopsun artık.hatta biraz da sen görebilirsin bence.sıkıntı olmaz.
hasta olanlar neden döner..
sağlıklı olanlar neden dönmez..
aslında ben sadece ilkine takıldım nedenine..gerisini boşver.
şefkat mi yoksaa boşluk mu..aciz bırakan bir ikilem..

11 Mayıs 2013 Cumartesi

çok şeye sahip olmam ama yetmemesi, benim doyumsuzluğum; doğru.
belki de ihtiyaçlarını değiştirmeyi düşünmeli insan, evet.
ama kolay değil ki..

öyle.

genelde etrafımda bana huzur veren ne kadar insan varsa uzağımda, ihtiyacın olan 0.7 ucun evde olması ama senin okulda olman gibi.varlar aslında işlevliler de ama yetmiyorlar.kendimi iyice yalnız hisseder oldum.ilişki konusunda hazır olmadığımı bildiğimden öyle bir ihtiyaçtan bahsetmediğimin altını çizmek isterim.konuşulacak, görüşülecek, anlayacak, anlaşılacak bir insan eksikliği bende ki...tatile, konsere, uzağa çağrılacak birinin olmadığını ama tüm şartların hazır olduğunu düşün.durumun ne kadar acıklı olduğunu anladın mı?

bazen olması gerekenler bile kalmaz geride, öylece bakakalmak kalır sadece.

21 Nisan 2013 Pazar

bugünden çıkardığım: rollerimiz sandığımızdan çok farklı olabiliyor, çünkü senaryo öyle enteresan bir şey ki yazar yetenekliyse her şeyi altüst etmekle başarı sağlayabiliyor.

hiçbir şey yapmak istememek başka türlü bir meret.istesen de tat almak mümkün değil.sigarayı bırakmak için subuharını içine çekip üflemek gibi, neredeyse sinir bozucu.

11 Nisan 2013 Perşembe

özür dilerim-teşekkürler: ne güzel sözcükler.

ne güzel süprizdi o öyle kendini affettirmek için özürler,methetmeler...durup durup nasıl güzel süprizler yapıyorsun.ah keşke her zaman normal olsan da, böyle ara ara fazla güzel olmasan.çok mutlu oldum.diğer yandan olamadığının farkındayım.zaten bugün gidip gelip beni izlemen çok güzeldi.

26 Mart 2013 Salı

"kendini nimetten saymak"
ancak bu kadar enteresan ve güzel anlatılabilirdi.
sen k'yi kaldır.

gerek yok-muş

bazen suçu hep kendinde aramak dışında karşı tarafın da hatalı yönünü keşfedebilmek gerekiyormuş.
ben her şeyinle sana tavken, bütün kabahati kendimde bulmuşken ve her şeyi kendim mahvettim sanıyorken, sen bana kocaman bir yalan söyleyip bir de gizlemişsin.
kocaman alkış sana.
saçların gerçekten kötü olmuş öyle.özenli olsun diye bir şey yapmayı kes.normali iyi özellikle daha uzunken.
gerçekten şimdi kırıldım, üzüldüm, bozuldum, adam yerine konmadığımı fark ettim.
evet gerçek ayıbı sen etmişssin, ancak fark edebildim.bu yüzden eşeklik bende.
ama hala bana selam vermem gerekiyormuş ya da buna benzer şeyleri ben yapmıyormuşum gibi davranma.

21 Mart 2013 Perşembe

bi şey'

rüyalarımdan, hislerimle seni takip ettiğimi itiraf etmeliyim.
numaranı sildim, gözden uzak olan gönülden de uzak olur dedim.
izlemiyorum seni öyle eskisi gibi dik dik bakışlarımla.
orada bulunacağın zaman orada olmamaya da çalıştım.
hatta gitmem gereken yerlere bile kaçtım.
resmen senden senin haberin olmadan kaçtıım.
yani kendi kendime iyi olmak için yaptım yine bencilim.
özür dilerim.ama hala nasıl oluyor da rüyama giriyorsun?
ben naklen seni rüyamdan takip etmek zorunda mıyım?
haftada 2 kez, diziler bile 1 kez?
hislerin hala neden duruyor?
özür dilerim ama bir gitsen ya da bir gelsen artık?
gelmek..çok komik oldu evet ama bu kadar çerçevelemek doğru mu hocam?
bi şey olsun..

sadece

bir yetenek istiyorum, bir şey ortaya çıkarabildiğimi fark ettirebilen.

evet gerçek bu:


14 Mart 2013 Perşembe

12 Mart 2013 Salı

etik

rüyamda gördüm.
gerçek oldu.
ama rüyamdaki gibi mutluluk verici değildi.
üzüldüm.
keşke dedim.
aslında bir nebze iyi ki..
yine de bazen kabullenemiyor insan hepsi bu.

5 Mart 2013 Salı

sorun taa doğduğum günden kaynaklanıyormuş.


"İkizler: İki değil 10 kadın yaşar içinde, en tekinsiz burçtur, gülüp eğlenirken Medyum Memiş gibi zumzuğu ağzınıza çakabilir. Gönlünü hoş tutan erkekleri bünyesi reddeder, onu kanırtan, sinir hastası eden adamlara aşık olur. Konuşkan ve eğlencelidir, seyahate bayılır. İkizler kadınıyla yemeğe giderseniz 3 saatten önce yemeğinizin gelmemesi garantidir. -Tavuk var mı var, -makarna var mı var -ben lüfer aliym o zaman, diye sipariş verir. Bir mekanda bir yemek geri gönderiliyorsa arkasındaki kadın muhakkak ikizler burcudur. Yaşını göstermeyen narin ve zarif bir yapıları vardır, en geç yaşlanan burç ikizlerdir. Herkese şarladıkları, içlerinde bişey tutmadıkları için yaşlanmamaları doğaldır. Ohh iyi yapıyolar valla biz tuttuk da noolduu ayynen devam."

1 Mart 2013 Cuma

tüf

hiç öyle güzel karşılanmadım ben,
görmeyen gözlerime rağmen görülebilmek
ve kocaman yüzüyle gülümseyen adamı selamlamak
sonra da kendine doğru sıcacık çekmesi ve öpmek
bu kadarı fazla değil mi?
emin misin suç işliyor olmayalım kötü adam?

sahibini karşılayan kedi misaliydin,
hiçbir şey yaşamadan çok şey yaşayabildim
belki bunu tek başıma halletmiş de olabilirim
haberinin olup olmadığından da bir haberimdir 
olabilir evet tüm bu olasılıklar
ama olur bazen böyle şeyler bilirsin,
şiirden, filmden, yaşamdan, tesadüften.

zamanın öylesine yanlış olduğunu,
vicdanıma yenik düşmenin her zaman doğru olmadığını
kararsızlığın çözüm olmadığını
sokakların en olmadık yerde kesiştiğini
arada bir her şeyin yeniden güzel başlayabildiğini
fakat yeniden kolayca da bombok edilebileceğini
senle,sende öğrendim.

isterdim ki,
güzel şeyler öğreneyim
ama yok ben o kötü kadın olanın karakterini öğrendim
üzüldüm çok
daha önce hiç böyle olmamıştım.
affet desem de olmayacak duaya yine aminim
farkındayım ama istediğimi de gizleyemem artık.

hepsi:
kediymiş kedi.

hayatımızda ne çok insan var,

yerli, yersiz
zamanlı, zamansız
gerekli gereksiz
öylesine, iyi ki
nafile, neyse ki

hepsiyle bambaşka ufak hikayeler,
olmasa da olurlar,
belki keşke olmasalar,

üzülüyorum
bazen pişmanlık
hatta eskisine nazaran biraz kin duyuyorum
aranıyorum bazen
ne güzel günlerdi diyorum
bazen unutup gidiyorum

hatırlamak güzel.
ama insan iyi ki unuta-biliyor unuta-bildiği kadar.

neyse ki hatırlanabiliyor da
hatırlamak istediği kadar.

16 Şubat 2013 Cumartesi

hep böyledir ya..

eskiden ilişki için didinen onca adam vardı hepsine kusur bulurdum..şimdi karşılaşınca hepsine şaşıyorum ne güzel adamlar olmuş onlar.kimi kilosunu vermiş kimi saçını uzatmış..
kıskandım..benim için başlamıştınız bu eylemlere şimdi ben yokum eskisi gibi olun be!!

aklıma geliyor bazen

hayatım boyunca "hiçbirşey" -bu şey ayrılmasa da olur- olmadım, sanırım olmayacağım da..

14 Şubat 2013 Perşembe

altın kalp kalbe kolye

şaşırdım
hak etmedim
gereği yoktu
sevindim
üzüldüm
pişman oldum
ne yapıcağımı şaşırdım
gurur duydum
kararsız kaldım
sevdim
teşekkür ederim.
böyle sonunda tüm kurgunun tersine döndüğünü fark ettiğin ve kafanı karıştıran filmler var ya, öyleyim.kafamda yaşadıklarım, yaptıklarım ve duyduğum hazlar bambaşka.uzaktan yakından bağlantıyı boşver, tamamen zıt.bu yüzden bazen şizofren olabilme olasılığımı düşünüyorum.bir de hangisinde daha beni yansıtıyorum artık seçemiyorum.her rolümde ayrı başarılıyım.keşke tiyatro okusaydım.
hemen hemen her fikirde başka bir yaşam çizgim var.her konuda bir fikrim..böyle insanları sevmem üstelik..

oysa eski teyplerde bile var..


stop tuşunda bırakıp biraz daha yaşadıktan sonra play'e bassak olmuyor mu?

şairleri sevdim ya da sevdiklerim hep şair oldu.

adıma yazılmış, farklı şairleri olan, farklı nitelikli öyle çok yazı var ki..
üstüme alındıkça övünüyorum, mutlu oluyorum.sonra da diyorum: onlar ilerdekilere daha iyi yazacak ben çıraklık dönemiyim.üzülüyorum.ama yine de hepsini ayrı seviyor, özlüyor ve içimde var kılıyorum.
siz de beni anın bazı bazı.
iyi ki'siniz benim için hep!
iyi geceler şair'lerim ve "sen" zamirimin gizli özneleri.

12 Şubat 2013 Salı

ayıp!

en çok kıramayışıma
en çok küsemeyişime
en çok nefret edemeyişime
en çok bağıramayışıma
en çok alttan alışıma
en çok yanlış anlayışıma
en çok yanlış anlaşılmama
en en en en çok da nezaketime...
neden hep böyleyim ki?
neden hiç bi git hayatımdan bi defol diyemiyorum ki?-bir kez dedim,o da aşk denen şeyi yaşadığım kişiydi,gitti.çünkü o sevmemişti..gidemeyeceklere söylemenin manası olmadığını düşünüyorum belki,nasıl anlatılır ki bu..
neden hep kendi kendime hallediyorum
nedenlere ihtiyaç duyuyorum neden ki?!

özgürlüğün de ************

6 ay sürdü.neye yaradı?
sabrımı sınadım.kendimden ödün verdim.7 günün 5 günü buluşalım dedi diye buluştum.2 alışveriş merkezi gezip hediye filan aldım neye yaradı?kocaman bi hiçe..hesapladım 6 ay içerisinde yaklaşık 72 gün görüşmüşüz.onca vakit kaybı, o arada reddedilmiş onca insan, yapılmış onca kusur ve neye yaradı?

ihtiyacım olan,

ne çok gizli saklı kelepçemiz var başkaları tarafından kolumuza kanadımıza yerleştirilmiş.sizi de istemiyorum onlarınızı da.kapı şu tarafta!
ya da bırakın beni gidiyim?
siz haklıydınız, artık size gerek yok...


hediye ne **** iş la..sıkıysa hoşuna giden bir şey bul.daha önceden beğendiği bir şey filan almalı en iyisi..yoksa o da memnuniyetsiz ben daha memnuniyetsiz.ne **** iş la..herkes kendine hediye alsın arkadaş ne bu böyle..
bi de hep fazla romantik sevgililerim oldu.ilişkinin odunu olmak zor.doğum gününü,tanıştığın günü unut filan..

bir de ne diye alerji oldu ki gerdanım.gerdan ne be?!ahahahah
hasta olmak kötü.ama güzel havalarda hasta olmak daha kötü...
sinir oluyorum dışarda güneş parlarken ben yatağıma gömülüyorum resmen.
bütün perdeleri çektim neyseki(!)

7 Şubat 2013 Perşembe

-

bazen hayata yumruk sallayasım geliyor.sonra nakavt olduğumu fark ediyorum.

4 Şubat 2013 Pazartesi

yobaz olmayın diyorum.


an!
21 yaşına gelmişim hala sevgilimin olmaması gerektiği düşünülüyor.pardon nikah günü karşılaşıp mı evlenicez?ne lan bu..elime erkek eli değmicek filan mı..bu sapkınlığa bir son verin.
yolda arkadaşınızı, kuzenizi, komşunuzu sevgilisiyle görünce sevişiyorlarmış gibi bakmayın.el ele tutuşsunlar bırakın.o kişinin kendiniz olduğunu fark edin ve şimdi bir daha düşünün.
30 olunca da evde kalmış diyorsunuz..
ayıp!

2 Şubat 2013 Cumartesi

kıskançlık olsun diye değil.

çekik gözlülere acayip sinir oluyorum.bir de sırnaşık olmuyor mu o kızları..
ah sık boğazlarını!

1 Şubat 2013 Cuma

kendimi ne zannettiğimi çok merak ediyorum.

shameless'la kafayı bozmasam belki ankara'nın grisi bile az mutlu ederdi.
bi de duffy'nin sesinden bir tutam kendime istiyorum!
giderek arsız bir pohpoh perisine dönüşüyorum.kıskançlığım tetikliyor bunu da.

sprite


yanlışlıklarımızı herkes söyler, eksiklerimizi çoğunluk, iyiliklerimizi bazıları, vageçtiklerimizi ya da kaybettiklerimizi kimse..kendimiz bile!

mor kol fetişi olan tüm hemşireler benimle..

pes'iniz!

tam düzenine giren, işinde gücünde bir insan haline geliyorum.etrafla ilgilenmez oluyorum.adamın biri geliyor yolun ortasında öpüyor beni...
ben miyim yoldan çıkan lan!yolumu şaşırtmıyorlar da ben mi yapıyorum..pes böyle işe!
ben düzeldikçe daha çok bozuyorlar, son ben oluyorum şeytan.

sankisi mi kalmış...

lütfen beni mutlu etmeyi bir an önce kes..biliyorum sonra daha fazla üzeceksin.
ne zaman arkamı dönsem nasıl da güzel şeyler yapıyorsun, ama ne zaman yumuşasam da tam aksi..hep mi arkam dönük kalmam gerekiyor anlamadım ki?! 
sen karşılıklı duyguların da olabileceğini bilmiyorsun sanki?

orospular için bile ben çok üzülüyorum.

bana üzüntü vercek müzikler,filmler filan yasaklanmalı!çünkü kendi ruh halim öyle çalkantılı ki kendimi mutsuz etmeye tek başıma yetiyorum.ayrıca bunlara gerek yok.

buruk ama mutlu bir his vardır

;işte öyle.

30 Ocak 2013 Çarşamba

bir parçam diyor ki:


bunu sana göstermeyi de çok istedim,mümkün değildi.



yaşamadığı şeyleri nasıl özler insan?
hayalgücümü aldırmak istiyorum, çok ağırlık yapıyor da..

hiç


şimdi üzülüyorum; sanki birazcık daha sabretsem, birazcık daha uğraşsam tam istediğim gibi olacaktı her şey.o kalemle sayfalarca çizdiğim adam benim olacaktı.ama ben bir adım atıp elması elde etmek yerine enerjimi geri dönmeye harcadım sanırım..elimden gelen bir şey yoktu.keşke sen yapsaydın elinden geleni, pişmanlığına harcayacağın şimdiki emeğini o zaman gösterseydin.
yine kaderciliğe vuruyorum yeniden.
sonra da bugün için üzülmeyim diye, kendimi oyalayacak işler buluyorum.
uyumaya ve kahvaltıya eve uğruyorum, olabildiğince.
mesele:


29 Ocak 2013 Salı


hayallerimiz,gerçeğimiz,düşündüklerimiz ve başkalarının gördükleri birbirinden bu kadar uzak olmasa keşke.

28 Ocak 2013 Pazartesi

sen hep özel bir adamsın ve öyle kalacaksın, unutma.saçların ağarsa da, yüzün buruşsa da, ellerin kırışsa da..çünkü kalbin bir başka benim kalbimde.ne kadar zaman geçtiğinin önemi yok.iyi ki varsın.iyi ki doğmuşsun.hak ettiğin mutluluklar milka tadında ulaşsın damağına, yeni yılında da.


celine delpy

23 Ocak 2013 Çarşamba

evde kalmayacağım

30dan sonra hala bekar olursam evlencek biri de çıktığına göre.evlenme teklifimimi peşinen aldığıma göre bugün de uyuyabilirim.

bir ayakkabı kutusu nelere bedel..

hatıra kutusu sadece saklamak içindir kesinlikle açıp bakmak için değil.mahvolursun.neler geçmiş ben zamanın neresinde kalmışım dersin de kimseye bakcak yüzün olmaz.ah ulan ah...

bir de kendime boş zaman notu:
"you know i'm no good" amyden güzel gidiyor bulutlarla.
hiçbir şey yaşamamış gibiyken bence çok şey paylaştık..düşün ki senle buluşcaz diye bizim evin çamaşır yıkama günü bile değişiyor.sen çok şeysin benim için...

Eldekiler hicbir zaman yetmez, gozumuz hep disardadir.evet.

Bir cesit kofte olsam, icli kofte olurdum bugun de..
-belki de karnım acıktığından..ne acıklı-
En cok da uzulmemem gerektigini bildigim halde uzulduklerime yaniyorum.gerekli bi sebep yok bi daha uzuluyorum.



heyecanına mutsuzluğu yeni düşmüş.

aşk


bir tür bilgisizlik hali ya da bilme ama kabullenemeyip bimemeye devam ederek yaşamamak gibi.bilmeyi, görmeyi, duymayı, algılamayı bir yana atıp kendi hayal ürünlerinle yaşamaya devam etme.yani aksi bir şeyi gözünle de görsen olmamış gibi pamuk kalabiliyorsun.genelde endorfin salgılamaktan yorgun düşüyorsun.kötü şeylere rağmen mutluluğun eksilmiyor filan.çok acayip ama körebe gibi.

16 Ocak 2013 Çarşamba

ay buna bin şükür.

hakikaten elindekinin kıymetini bilceksin.
en kötüye hazırlanıp, şükretmeyi öğrenmeli insan.

ıspanak.

adama sevmediği şeyi bile aratırlar..
senin sevmediğin şeyi, sırf o sana gıcıklık olsun diye araman bulman gerekir ve sevdiğin şey için bile gitmeye üşenen sen, 1 km yol yürürsün bilmediği sokakta.ama bulur; o avanak bakışını ve ağzının payını aldığını görünce yüreğin bir hoş olur ya.ona değer!

tgrt değişti,star gitti yeni star geldii,üstüne tnt geldi o da değişti daha neler neler..ama yıl 2013 hala flaş tv yayınını sürdürüyor.
takdir ediyorum evet.
yahu adamları sanki bikaç yüzyıl öncesinden ışınlamışsın ama öylece yaşamaya devam ediyorlar kendi aralarında.
mübarek...
ayakta alkış!


unuttum desem de inanma..
özlemişsindir umarım benim özlediğimin binde biri kadar olsun.
aklına geliyorumdur umarım benden gittiğin anlar kadar olsun.
öpüyorum senin sarılışınla, sıcacık, kendime çeke çeke.


baş ağrısıyla birlikte pek konuşamıyorum.kendi sesim bile uzay boşluğundan bana yeniden yansıyor gibi geliyor.

cemal süreya almış unutmuşum.ne biçim bir insan oldum çıktım-sa.
harfi sadece ona özgü..görür görmez kalbim çırpıyor..
aşk bu olsa gerek evet çok kez onun köşesinde olmuştum ama bura pek de hoş değilmiş sankim?!
kör lanet.

tüfün patisinin, yoluk tüylerinin, pembe güzel burnunun  fotoğraflarını çekip subliminal mesajlar vermek yerine bana sevgini ver..sen hiç mi özlemezsin?
her şeyi benden nasıl beklersin zeytinim..el insaf yahu!

Oturdum antepfistigini kabugundan ayiran bir aletin olup olmadigini ve nasil bi sey olacagini dusunuyorum.
Yani evet seni ariyor gozlerim, cirkin sesli kahkahani ama iyi gelen yanini..

bazen duruyorum bakıyorum ve mutluyum
sonra bir anda mutsuz buluyorum kendimi.


artık sıkılmıyorum bile,bir an önce düze çıkmayı düşlüyorum.yine düşüyorum.