bugün bütün baktığım adamlar sendin,
bütünü sana benziyordu;
en az on taneydiler ama hiç birinde ben yoktum.
bir o geçiyordu,
bir bu geçiyordu.
ama durmaksızın üstüme geliyorlardı.
bir kısmı baka baka geçiyor,
bazıları görmemekte ısrar ediyordu.
benim için en önemlisi göz temasıydı.
göz göze hepsiyle bir defa gelsem;
eminim seni seçerdim ikizlerinden bile.
ama hepsi bakmıyordu yüzüme, dedim ya..
kimisi senin gibi inatçıydı işte.
ama ben bulabildiklerimin hepsine baktım bugün.
hepsine baktım,
hepsi sana benziyordu..
en son o gördüğüm, yok muydu
ah o..
karşımdan geliyordu,yüzüme kadar doğrulmadan,
azıcık bakıyordu; göz ucuyla,gözlerime kadar her noktama.
ama gözlerime bakmamak için andiçmiş olduğunu düşündürür cinstendi.
baktım arkasndan bile,sanırım o da bakmıştı..
ama ben bakarken başını çeviriyordu çoktan..
senin gibiydi kokusu da..
ne garip gidişi de sana benziyordu..
ıslak, sakin, kendi içinde kapaklı, bakmadıkça görülemeyecek türden,..
rüzgarın soğuğunda gözün nasıl buğulanır?
soğuktan mı acıdan mı bilemezsin,
bakmadıkça nasıl buğusunu fark edemezsin?
nasıl bakan yalnızca ıslaklık görür gözlerinde..
işte öyle bir mesele.
bugün gördüğüm bütün adamlar
sana benziyordu..
hiç birinde ben yoktum,
belki sende de son kırıntımı tükettim.
kim bilir..
hiç birinin gözleri senin gibi bakmıyordu,
ama hepsi sana benziyordu;
bir ben eksiktim,
ama sanırım senden de çoktaan gitmiştim..
zaten bu masal çoktan ...