31 Ekim 2012 Çarşamba


lüzümsuz hislerimi topladım,gece gündüz demeden sana geldim.
tereddüt etmek için kendime zaman tanısam,
kapıdan girdiğim an bile yalanlara sarılıp arkamı dönebilirdim.
ama bilmen için gerekli bir sebepsizlik yoktu.

bugün çaldığım kapılardan en sonuncusuydun ama baştan kaçıncıydın?
bugün bu fikri üretmeye ihtiyaç duymuyorum,
çünkü utancımı tenimden aldığım duşla eritip uzaklaştırdım.
ama ihtiyacın varsa masumiyet yeter bana.

bugün evden kapıyı kilitlemeden çıktım yalın ayaklarımla,
apansız bir zaman aralığına denk getirmek hislerimin fikriydi.
bir mantık yolculuğu olsa böyle başlamazdım.
amacım kazanmak olsa oyunun kurallarından haberdar ederdim.

hiç bir şeye ihtiyacım yok sandığımda olmuştu her şey;bugüne sebep.
aslında her şeyim vardı o zamanlar;
su rengi utançlarım,özünü kaybetmemiş masumiyetim,sevgi dolu sevgililerim
hepsi vardı ,avuçlarımda birikinti;kalbimde yığıntı.

ertesi gün bir kumsalda uyandım,geceye dair zihnimde tek kırıntı yoktu
ora gözünü alabildiğine kumdu,tırnaklarımın içinden,kıyafetlerimin içine kadar kumdum.
orası denizsiz bir sahil şeridiydi,bu zihnime öğretilmiş bir doğru gibi şüphe götürmezdi.
sen bile kumdun tenimde rahatsızlık veren,bir benim ellerim vardı bir ufuk çizgisinin kumları kucaklayan.